Yeniden Dogan, Susan Sontagin 1947-1963 yillari arasinda tuttugu günlükleri iceriyor. Susan Sontag Berkeley, Harvard ve Oxfordda basarili bir egitim hayatinin ardindan akademik dünyayi ardinda birakti. Bunun yerine deneme ve romanlar yazdi, kuramci, elestirmen, insan haklari savunucusu olarak hakli bir ün kazandi. Adeta birden fazla hayat yasayan Sontagin günlüklerini yayina hazirlayan oglu David Reiff, Bu günlükleri cekici kilan sey, Susan Sontagi, olmak istedigi kisiyi ve edinmek istedigi benligi, özbilincli ve kararli bir sekilde yaratan bir genc kiz olarak sunusuydu. Iste bu yüzden bu cilde Yeniden Dogan adini vermeyi sectim, diyor. Sontag da günlüge yükledigi anlami benzer bir yaklasimla acikliyor Günlük yalnizca kisinin özel, gizli düsüncelerinin kaydi degildir - günlügü sagir, dilsiz, okuma yazmasi olmayan bir sirdas gibi görmek yüzeysel bir kavrayis. Günlük yazarken kendimi baskalarinin karsisinda yapamadigim kadar acik yüreklilikle ifade etmekle kalmiyor, kendimi yaratiyorum. Günlük bireysellik algimin bir araci. Duygusal ve tinsel bagimsizligimi simgeliyor. Dolayisiyla ne yazik ki sadece güncel, gündelik hayatimin kaydini tutmuyor, daha ziyade -cogu zaman- ona bir alternatif sunuyor.